Borges Defteri:Edebiyat-Plastik Sanatlar-Sinema- Müzik Eksenlidir...



Anomi ve Mitos // Leon Felipe


 


Anomi ve Mitos 

Leon Felipe

 (Leon anısına-arşivden/ defter)

Yere düzayak basan kabuğu sökülmüş, kan kaybeden kaplumbağanın yanında tavşan zıplıyor, gülüyor. Masal eski bir yalanın kıvrılmış hali. Yarış yok ortada. Sivri dişli etobur bir tavşan ve yaşı geçkin Galapagoslu atalarından uzakta bir kara kaplumbağası var gerçekte. Ve gerçek çocuklara uyumadan önce anlatılan didaktik bir yalan değil. Tavşanın kabuğu sökmesinin nedeni sadece vahşetten hoşlanması. Kaplumbağa etini sevmiyor. Hem çıplak bir kaplumbağa görmek onu eğlendiriyor. Can çekişen her şey ve seks tavşanları eğlendirir. Kemirgen canavarlar. Pek şirin gözükürler. Oysa farenin doğada yaşayan beyaz tüylü akrabasıdır. Arka bacakları kalın. Kanguruya benziyor. Aile kuruyor. Kaplumbağaysa çirkin boyunlu, kalın derili. Ayaklarından fırlayan tırnakları pedikürsüz. Çocuklarını yumurtlayan ve yerde sürünerek ilerleyen, dışkısı pis kokan bir hayvan.  Üstelik korkak. Bir kaplumbağanın kavga ettiğini gördünüz mü? Barışçıl olduğundan diil. O da irileştiğinde kendi türünden biriyle dişiyi döllemek için kavga eder elbette. Tavşanlardaysa orji hakimdir. Sürekli seks yapmayı beceren tuhaf hayvanlardandırlar. Seks için kavga etmezler. Aslında hiç kavga etmezler. Sadece yıkıcı bir güçleri vardır. Kendi çocuklarını yedikleri görülmüştür. Tavşanların et yemediği söylenir. Yalandır. Bir paskalya yalanı. Aleviler tavşan yemezler. Tavşanların dişileri regl olduğundan, derler, yemeyiz. Tavşanları da kaplumbağaları da evlerinde besler insanlar. Kaplumbağalar sıkıcıdır. İnsanı eğlendirebilecek hareketlerde bulunmazlar. Suretlerinde mimik yoktur. Jeste rastlanmaz. Ama tavşanlar maşallah, sıcak diye evin babasının göbeğine oturur ve herkesi eğlendirirler. Ellerine bir havuç alıp kemirirlerken gülümsüyor zannedersiniz. Kaplumbağanın her şeyden bezmiş, yaşamdan bıkmış bi havası vardır. Beni neden doğadan alıp eve getirdiniz ki! Diyorlardır sanki. Üstelik kaplumbağalar insandan daha uzun yaşadıklarından bir huzursuzluk yaratırlar. Biz öleceğiz ama bu hayvan üç yüz yıl daha yaşayacak. Buna da yaşam mı denir? Üstelik kaplumbağalara yıllarca da baksanız sanki hiç büyümemiştir. Tavşansa çabuk yaşlanır. On iki yıl yaşayabilir o kadar. Kaplumbağaların bazıları en az elli, en çok üç yüz yıl yaşarlar. İnsanın içini daraltır bu. Tavşanlar arasında Avrupalı Lipus Lepus europaeus en adileridir. Kaplumbağalardan kış uykusuna yatan Orta Asyalı Agrionemys Horsefieldii matraktır. Ayılar onlarla oynamayı severler. Hayvanlar arasında kaplumbağalarla oynamak bir gelenektir. Hayvanlar arasında tavşanları yemekte bir gurmeliktir. Tilkilerin tavşanları yemek için sonsuz sabır gösterdiklerini biliyoruz. Tilkiler aynı sabrı kaplumbağa yemek için gösteremezler. Bir kaplumbağayı yemek zordur. Üstelik eti güzel değildir. Tavşan lezzetli bi hayvandır. Etobur insanların bazıları özellikle adalarda yaşayanlar tavşan avına çıkar, onları vurduktan sonra kulaklarından tutup sarkıtarak evlerine neşe içinde dönerler. Evine kaplumbağa avladığı için neşeyle dönen bir insan yoktur. Tavşanların rol aldığı, başrol oynadığı birçok sinema filmi vardır. Kaplumbağalarınsa çizgi filmlerde sadece yan rolleri vardır. Az sayıdadır. Mutasyona uğramış kaplumbağalarla ilgili saçma filmi saymıyorum. Mutasyona uğradıklarından kaplumbağa sayılmazlar. Üstelik öyle sayılsalar bile ustalarının tavşanlarla aynı soydan gelen bir kemirgen fare olması can sıkıcı ve kaplumbağalara hakarettir. Tavşanlar tarih boyunca kaplumbağaların düşmanı olmuştur. Yavaş yavaş lahanasını, yaprağını yiyen kaplumbağanın sezgilerine güvenen çıkarcı tavşan onu takip eder ve kaplumbağanın bin bir zahmetle bulduğu yemeğini elinden alır. Galapagos’taki iri kaplumbağaların tavşanları yedikleri bu nedenle de dinsiz sanılan Darwin’in adada tavşan bulamamış olması hakikattir. Marx’ın Darwin’e mektup yazdığı doğrudur. Yaşlı kaplumbağalar gençler kadar pasif diillerdir. Gerçi dişleri olmayan kaplumbağaların bir tavşanı yemek için birkaç yıl uğraştıkları ve sindirim sistemleri bozulduğu için kendilerinin de öldüğü doğrudur. Bir tür kamikaze davranışı olan tavşan yemek, Galapagos kaplumbağaları için tarihsel bir ödev ve 17 Ekim devrimidir. Rusların Çarlarını yemesi gibi. Yemekte tavşan etini çiğnemeyi seven son Rus Çarı II. Nikolai Romanov’u, karısını ve çocuklarını devrimcilerin yahni yapıp yedikleri haberi yıllarca ABD kamuoyunu oyalamıştır. Hatta kanibalizmi seven Amerikalılar Hannibal adıyla birkaç film çekerek Sir Anthony Hopkins hazretlerini sinema tarihinin unutulmaz isimleri arasına bir yamyam olarak sokmuşlar, filmdeki adını Hannibal koyarak da çok yücelttikleri Roma imparatorluğunu dize getirmiş olan Kartacalı, yani Afrikalı olan herkesi de yamyam yapmışlardır 20. yy’da. Zaten daha sonra Sir Anthony Hopkins bir filmde albino zenci rolünde gözükmüş, bir zenci, Afrika kökenli biri olduğu izlenimini kuvvetlendirerek muhafazakar National Geographic üyelerinin iştahını ve haklılıklarını kabartmış, kendileriyle onur duymalarını sağlamıştır. Bu belgeselcilerin tavşanlar ve kaplumbağalarla pek ilgili olmayışlarının nedeni, tavşanların zıplayıp durmalarından kameramanın görüntü yakalamakta zorlanması ve kaplumbağaların ise belgeselci yanlarına geldiği zaman kabuğunun içine çekilerek poz vermeyişidir. Amerikada playboy, hustler gibi pornografik dergilerin bulunmadığı zamanlarda uçkur düşkünleri National Geographic dergisini alıp, içindeki Afrikalı kadınların çıplak resimlerine bakıyorlardı. Bu çıplaklık hadisesinde de kaplumbağanın giyinik, tavşanın çıplak olarak görüldüğünü eklemeliyiz. Tavşan ve kaplumbağanın batıda resimlerde pek gözükmediği hakikati de şaşırtıcıdır. Doğuda resim yoktur zaten. Bir minyatürde tavşanın da kaplumbağanın da yeri olmaz. Gerçi Kaplumbağa Terbiyecisi isminde Osman Hamdi adındaki müzeci, ressamın ufak bir harikası vardır. Takdire şayan bir resimdir. Tavşan batıda hızı, yetişme telaşını imler. Geç kaldım, geç kaldım! Diye koşturan bir Alis Harikalar Diyarında karakteri vardır ki elinde saatle dolaşır. Batılıların sevdiği zaman tanrısı Kronos’tur. Bu adı marka yapan saat üreten İsviçreli firmalar vardır. Kaplumbağalar için Krokus yeğdir. Acelesi olmayan bir zaman tanrısı. Kronos, Zeus’un babası bir Titan, Krokus ise gezmeyi seven bir tanrının yol arkadaşıdır.  Kronos dünyanın en büyük döner zincirinin adıdır. Krokus adında bir restoran zinciri yoktur ama nükleer reaktöre verilen isim olduğu bilinir. Üstelik barış antlaşmalarının imzalandığı Lozan’dadır. Kaplumbağalar hakkında şiir yazılmıştır. Tavşanlar hakkında şiir yoktur. Sonuçta tavşanlar gözüktükleri gibi değildir. Evlerin temellerini kemirerek yıkıma neden oldukları bilinir. Kaplumbağanın evinin temelini kemirmek istemelerinin nedeni bu alışkanlıklarıdır. Kaplumbağa ismi ilginç iki parçaya bölünebilir: Kaplum ve bağa. Bağa zaten kabuk demektir. Kaplum da kaplama anlamında düşünülebilir. Tavşan da iki ilginç kelimeye dönüşebilir. Tav, hayvanlarda besili olma durumu anlamında rahatça kullanılırken diğer kısım “Şan” şöhret demektir. Besili bir hayvanın şöhreti kuvvetlidir. Avrupa merkezci oryantalistler Mısır’daki Hidiv’in oğlunun sünnet töreni kutlamalarından bahsederken; töreni kutlayan geçidin önünde midesini kesmiş bağırsaklarını bakır bir tasta taşıyan çocuğu “evini sırtında taşıyan bir kaplumbağa gibi” tasvir etmişlerdir. Flaubert gibi şarkiyatçılar için şark cinselliktir. Tavşanlıktır. Ruh ile biçem ise arkeolojide yitip gidebilir. Kaplumbağanın üstünden bir tırın geçmesi gibi. Medeniyet hızlandıkça kaplumbağalar ölüyor, tavşan çiftlikleri kuruluyor. Her şey hızlı artık. Yavaşlığa tahammülü kalmadı Dünyanın. Kaplumbağaya hiç. Varsa yoksa tavşan peşinde koşturan Oryantalizm.


Independent Literature Journal (Portal) from Turkey

***


Link:

  • FELSEFE NOTLARI
  • 2-felsefe-notlar
    Felsefe Notları; Akşamın sisiyle şafağın ışınları arasındaki ses. Herkes için, Kimse için !

    ***


    P.E.N/TURKEY

    ***


    Hür Yumer
    1

    ***


    ÖMER SERDAR
    mer-serdar

    ***


    ORUÇ ARUOBA
    oruc-aruoba-yasamini-yitirdi-737945-5

    ***


    artist-15
    Enis Batur
    "Benim burada durduğuma bakmayın genç yoldaşım: Burada değilim ben artık, gövdem çürümeye şimdiden başladı, ruhum uçtu ve adresini bilmediğim bir dala kondu..."-E.B

    ***


    Leon Felipe
    batuhan-alpugan-leon-felipe1

    ***


    ***


    TELGRAFHANE,SANAT
    Sanat ve Edebiyat

    ***


    MURAT GÜLSOY
    Murat GÜLSOY | 602. Gece [Kendini Fark Eden Hikâye]

    ***


    ÜÇ RENK
    Üç Renk: renkler, düşler, farklı bir deneyim ve üretim!..

    ***


    Kerem Kamil Koç(SubCulturia)
    kkk
    SubCulturia:"New Media Theory Group" Projesini destekler..."

    ***


    Oğuz Atay/Arşiv
    o-uz-atay
    Oğuz Atay / Arşiv (Borges Defteri'nin bu arşivde yer alan önemli belgesi. İlk kez "defter" yayınladı bu belgeyi)

    ***


    Şair Çalışıyor/dergi arşivi
    Şair Çalışıyor/Dergi Arşivi

    ***


    Şiir Penceresi
    "Bir başka bakmak için..."

    ***


    Bachibouzouck/net edebiyat dergi arşivi
    Bachibouzouck/net edebiyat dergi arşivi

    ***


    ***


    Mustafa Nazif Fotoğraflar
    Sanat-Fotoğraf

    ***


    "Biri Dergisi- Mustafa Ziyalan
    Sanat-Edebiyat

    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***