Borges Defteri:Edebiyat-Plastik Sanatlar-Sinema- Müzik Eksenlidir...



İstasyon , ... // Erkan Ezbiderli



İSTASYON


uyarlaması tekdüze salıncak içgüdüler     
aynaları şık bir süzüşle semirip ele karışır
çiğ etler pembeleşir sihir gerilince yayında 

erkek kahkahasıyla resmediyorum içimi      
şimdi sen tam ucundayken sevda şeysinin
yıllar var ki yıllar sen hep bir ucundasın
henüz ilk makasta mızıyan trenlere istasyon  

ben mi, ben bir meleğim alsın götürsün şeytan
nafileden doğru döne dolaşa gelmiş isabetteyim
ciğerime gömdüğüm tövbe bilirim hep oradadır

ama sen bu erotizm şeysinin tam neresindesin  
sus söyleme duyuyorum gözlerinde hayat kısadır
kar yağıp iştahımız kesilmeden ki yazgımız rüzgâr
bak ne çok göç verdi değil mi bu şehir, bu akşam.




ALÇI


neden ağırdan aldık sanki kumarbazdır nü
nice softaların rüyalarına girmişken kibir     
bak önümde arkamda ruhun fosforu yanar
belli değildir zamk gibi bir şeydir daha çok

dilinde haleler gezemeyiz kurak sesin balarısı
rengin simsiyahı canını ay almış süzüp kanından
doygun dudaklarda keza ölüdür hava uçamayız  
er kişi otursun dursun artık bülbülünün gamında

bir hiyerarşi kırıp kemiklerimi düzden doğruya
küçülsem ah keşke yerde bir dip bulunup girilse  
tetanostur kalbimin pasında şimdi ağrıyan nefes

dertlere masa açalım gel kömürden bir çift göz
sokalım soğuk ayaklarımızı içine yaz masalının  
deliliğim uykusuzdur zira kapılar dıştan kapanır
ama kışsa da eyvallah radyo çalıyordur ne güzel

sihirbazdır şampanya su olup kaynar fokurdar
onları dinleme sen baksana ne biçim bir akşam
topallıyor gökte ardı sıra ateşlenmiş yıldızların
dahası el avuç açmış yalvarıyor kınındaki bıçağa.   




TÖVBEKÂR 


verili günler de özgürdür nasıl olsa bir an için
ses bazı sessizdir sanki ritimdir duvarda nefes
kaynar olur donar denilen kan bir yangın olur
tel bir dışarısı gözleriyle iğdiş edilirken acının

kaç kez yarılanmış bu yol nere çıkar kim bilir
ayılır bayılır yine silkinip atar çekicini kayaya
peki bu kaçıncı kez parçalanmak bir sayanı yok 
emrin büyüklüğü değil kulun küçüklüğüdür artık

ama sen de doğru söylüyorsun kimyasızdır insan
azla çokta eşitlenmek yerine dudak büker doğaya
karartı büyüdükçe büyür eşya tam bir karanlık olur

neyse o be! yürümek yeter asıl yatarak yeşerir tohum
bize ne ki tuhaf bu eğlencenin uğruna sararıp solmak
değil midir böyle bir arınmak her yok oluşta var olup
şu an ne diyorsam odur, elini daldır tut dipteki ellerini  

ama yanılıyorsun yolda sakallarım hiç ağarmadılar
ne demiştik acı mı yoksa özgürlük mü gülünç şeyler
yarılanmış yolda atılmış yükler ki ah bu kaçıncı kez
kaçıncı kez dımdızlak bir dalda kırık dökük kanatlarla.

Şiirler: Erkan Ezbiderli 


Bakış Uygarlığı! // A. Ahıska


Şu an baktığım fotoğraf 1962 yılından Rougier'ın deklanşöründen fırlamış gelmiş, yaşamın son demine.
Zerre yolculuğunun konuğu olmuş. Dipsiz bakış. Ölgün yüzleri izliyor, kayıp bir gölge.  Ağı ağır  kendi yalnızlığını ölçüyor bir gövde. Hüzün düşmüş önüne. Gün ortası rüyasını arıyor.
Devinen gün diyorum ve gözlerin çağrıştırdığı öykü, böyle bir şey mi acaba?
Onca kalabalığın ortasında, garip bir yalnızlık, biraz hepimiz.
Acıdan çatlayan anılar.
Umar pınarı kuşları.

Fotoğrafı ilk kez defter arşivinde gördüm, tuttum elinden, sizin için getirdim, bu kara kışta!


A.Ahıska


"bu da bir yazı!.." *




“Gelir,
Görür,
Gider ama bir şartla:
Kahkahalara gölge olacaktır hep ıssız topraklarda boy atan selviler. Ve kurtlar bu dehşetin müziğine ulumayı yüksek seslerle sürdüreceklerdir.
“gece vakti yine kıbleden
 meşelere türlü türlü gölge
 sırtı dağlara ateş
 sırtını dağlayan yangın
 tesbih tesbih”

Ömer Serdar

***

 “Kimsenin sahip olamadığı defterlerde mürekkepler kururken insanlar kaybettikleri kalemleri aramaya çalışırlar. Harfler birbirilerine seslendikleri o ilk bebeksi haykırıştan sonra bir çığlığa başkaldırıya dönüştüğünde bazıları sözün uçtuğuna yazının kaldığına hükmeder.” / defter arşivinden

Leon Felipe (Batu Alpugan)

*: "bu da bir yazı": leon'un özel yazışmalarımızda sık kullandığı  cümle!..


Vurulmuş kuşlar sabahları ölür.../ defter




Haber deftere ulaştığında inanamadık, "o eski, 'Leon Felipe'  şakalarından" olabilir dedik, ölümle bile şaka edebilecek kimseleri ciddiye almak gerektiğini bilerek ve telefonunun suskunluğunu da hesaba katarak, haberi doğrulamak için ailesine ulaşmaktan başka bir seçenek yoktu, kalmamıştı.
Evet, Leon (Batu) ölümle o bildik şakasını ciddi ciddi yapmış, ölümü de tekmelemiş ve  bu fani dünyadan “ışık” olarak çekip gitmiş. Tam o sırada sevgili JM'nin annesinin vafat haberi ulaştı deftere. Ömer Serdar'ın gidişiyle, üzüntümüz, acımız, hüznümüz daha dinmemişti ki üst üste düştü acılar. Mekanları cennet olsun, kalbimizdeler tüm gidenler ve kalanlar.

 Titrek bir vagon gibi geçiyor anılar, sözler ve seslerimiz, sabırla, sabır dileyerek. Biliriz ki belgeseli çekilmez ölümlerin. Kameraman, yönetmen, ışıklar yoktur.
"El elin yitiğini türkü çağıra çağıra arar...".
Herkes eninde sonunda kendi acısını, kendisi çeker, kendini çeker. Nadir varılan anlarda belkidir aşk, veya mutluluk, ya da hüzün dediğimiz şey, ama tümü o kadar.
Hiçbir zaman emin olamazsın ve düştüğün yükseklik her zaman önemlidir.
Önü-sonu, eni boyu olan bir kara parçasıdır hayatımız: bizi kanatır.
Ne diyordu Turgut Uyar: "Sevgim acıyor / kimi sevsem/ kim beni sevse..."
Tutku konuşmalarında hapsoluyor sözcükler, ve  eski şölendir, vurulmuş kuşlar sabahları ölür...

"yüreğimiz kanıyor dostlar, ötesi hiç yok, olmadı!"



ışık bahçelerinde uyusunlar canlarımız…


Borges Defteri 




Leon için sevgili Savaş’ın kaleme aldığı yazı:

Batu'yu Kaybediş | Savaş Çağman



Ben de bir tane bile fotoğrafın yok. Sadece bana apar topar bıraktığın bir şiir defterin var. Seni sokaktakiler "Ben Öldüm" diye bilirdi, Rimbaud'un "Ben bir başkası'dır" demesi gibi gerçeklikle. Batu, Akay Yokuşundaki bir konserde herkesle papaz olmayı göze alan o apaş çocuk. Sen benim en iyi arkadaşımdın... Dost Kitapevi’nin önünde bir kaldırıma tünemişken bulurdun beni, kaşını kaldırır “gel” derdin. Giderdik. Yan yana çokça susardık. Sana ilk Lautréamont’u ben okumuştum, Rimbaud’un elini benim yanımda sıkmıştın. Şiir yazardım, şiir yazardın... Nedendir bana, kendimi önemli hissetmeyi sen öğretmişsin gibi gelirdi, hayatım senin yanında bir işe yarar gibiydi; buydu kardeşim, senle hissiyatım, senle yanyana yalnızlığım. Ne çok severdim seni, bir kere bile söylemedim. Batu, şiirlerinle anımsıyorum seni, mavi gözlerindeki o ışıkla, ben seni hiç unutmadım küçük kardeş, ben seni merak etmeyi hiç bırakmadım. En son 2009’da gördüm seni, İstanbul’da bir sokakta karşılaştık, Amerika’ya gitmekten bahsediyordun, yine hunharca, harıl harıl yazıyordun. Ankara'da Tunalı Hilmi’ye çıkan Büklüm sokakta ben bir balkonda sergiye resim çekerken, yaza inat postallarında sarhoş geçişini anımsıyorum, küfretmiştin gülerek. Özledim küfürlerini, apaşlığını, sarhoşluğunu, zorluğunu, kavgalarımızı... Kendine yaptıklarını sevmezdim, izlemek istemezdim bu yüzden uzaklaşırdım. Senle naneli likör içmemizi anımsadım, saksı bitkileri arasında yuvarlanmamızı, Meclis Parkı'ndaki vandallıklarımızı, ortasınıf radikalliğimizi… Hayata hiç düz bakmadın… Bir gün yine Meclis Parkı karanlıklar içindeyken, sen oraya çok yakın otururdun, seni oradan uğurlardım, bana baktın "Bir sene önce ne demiştin, unutmuşsundur şimdi" diyordun gülerek. Sordum. Benden alıntı yapıyordu, "İnsanlar o kadar çok yuvarlak çizer ki en sonunda başladıkları noktanın nerede olduğunu ayırt edemez"... Sen unutmazdın, en önemlisi karşındakine hatırlatırdın kim olduğunu. Kimse senin gibi duvara çivilenmiş bir Maldoror'un Şarkıları altında uyuyacak kadar sevemezdi şiiri, kimse senin gibi şairin değil şiirin ta kendisi olamazdı; sen hayatını şiir yapardın. Batu Alpugan, yürek yağverim, küçük kardeşim, rahat uyu, sensiz dünya yavan ve boktan olacak… Seni ne çok sevdim, seni ne çok özledim… Çok ağlamaktan başka ne yapabilirim?

SAVAŞ ÇAĞMAN



Independent Literature Journal (Portal) from Turkey

***


Link:

  • FELSEFE NOTLARI
  • 2-felsefe-notlar
    Felsefe Notları; Akşamın sisiyle şafağın ışınları arasındaki ses. Herkes için, Kimse için !

    ***


    P.E.N/TURKEY

    ***


    Hür Yumer
    1

    ***


    ÖMER SERDAR
    mer-serdar

    ***


    ORUÇ ARUOBA
    oruc-aruoba-yasamini-yitirdi-737945-5

    ***


    artist-15
    Enis Batur
    "Benim burada durduğuma bakmayın genç yoldaşım: Burada değilim ben artık, gövdem çürümeye şimdiden başladı, ruhum uçtu ve adresini bilmediğim bir dala kondu..."-E.B

    ***


    Leon Felipe
    batuhan-alpugan-leon-felipe1

    ***


    ***


    TELGRAFHANE,SANAT
    Sanat ve Edebiyat

    ***


    MURAT GÜLSOY
    Murat GÜLSOY | 602. Gece [Kendini Fark Eden Hikâye]

    ***


    ÜÇ RENK
    Üç Renk: renkler, düşler, farklı bir deneyim ve üretim!..

    ***


    Kerem Kamil Koç(SubCulturia)
    kkk
    SubCulturia:"New Media Theory Group" Projesini destekler..."

    ***


    Oğuz Atay/Arşiv
    o-uz-atay
    Oğuz Atay / Arşiv (Borges Defteri'nin bu arşivde yer alan önemli belgesi. İlk kez "defter" yayınladı bu belgeyi)

    ***


    Şair Çalışıyor/dergi arşivi
    Şair Çalışıyor/Dergi Arşivi

    ***


    Şiir Penceresi
    "Bir başka bakmak için..."

    ***


    Bachibouzouck/net edebiyat dergi arşivi
    Bachibouzouck/net edebiyat dergi arşivi

    ***


    ***


    Mustafa Nazif Fotoğraflar
    Sanat-Fotoğraf

    ***


    "Biri Dergisi- Mustafa Ziyalan
    Sanat-Edebiyat

    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***