Kirpiğimden öpme,
Annem ağlıyor orada.
Sevinirim bir toprağa buğday düşürürsen.
Orada senin ellerinin kokusu vardır.
Belki tesadüf eder bir gün küflü bir
ekmek yerim,
Siktiğimin romantikliği bu ya…
O buğdayın devamıdır belki.
İşte o zaman bütün ekmekler sen kokar.
Kirpiğimden öpme.
Orada bir anne pars, bir prensin kanını yalıyor.
Dokunursan yırtılacak rıhtımı bütün
omurgamın.
Öpeceksin dişlerinle daha dün bıraktığın kangreni.
Geçer mi onun bunun çocuğu?
Geçer mi sarılsan bile kangren?
Yüzümün izlerini birleştir bir kalemle.
Ben o izlerle devrim yaptım.
Genlerime iğneledim senin yüzünü,
Çocuklarım bulsun çocuklarını diye.
Bak merhamet etmiyorum.
En büyük sahrada dişi bir devenin geçim kaynağıyım.
Hörgüçlerinde irin,
dilinde kavrulmuş bir diken.
Ben merhamet etmiyorum Aziz Efendim.
Dişlerimi söktüler sadece.
Kocaman bir kitaba başladım.
Biliyorum kimse bilmeyecek beni.
Üzüldüğüm şey
Seni yaşama şeklimi kimse bilmeyecek.
Annem biliyor ama.
Bir lanet gibi kadınlara:
Anneler bilirler.
Senin kanı bozuk annen de biliyordu.
Güdülmezdik kavuşsaydık.
Ah o rüzgarlar var ya,
Alpler var ya,
Ve o kar kaplı dünyalar…
İnsan eti çiğnerdik yamyam dişlerimizle
Birkaç kötüyü beraber kemirirdik.
Üstüne işerdik günah ağacının.
Yasaksa meyvesi yasak.
Bütün ülkeleri gezdik aslında.
Bütün ülkelerde çirkin hayaller kurduk.
Amsterdam sokaklarında sattın beni,
Ankara’da çıplak bıraktın.
Ve Almanya’da izbe bir sokakta canımı aldın.
Biliyor musun bütün mekanlarda kanımız
var.
Aşktan değil
Tırmalamaktan dünyayı.
Alışamamaktan.
Dünyanın yüzünde tırnak izimiz var.
Anlıyor musun?
ANLIYOR MUSUN?
Sağlam bir veledin de dediği gibi aziz
efendim:
Anlayamazsın.
Dünyaya tepki olarak öptüm dudaklarından
senin.
Bıyıklarının kokusundan unuttum neye tepkiliydim.
İçime akarken için,
Orada öptüm bütün çocuklarımızı,
Öptüm.
Zihnimde kaynadı sülfürik asit.
Bütün hayatla bağımı koparan ipi sıktın
sen.
Ve sonunda yaşamın en değersiz uzvu olarak
Varlığıma kangren teşhisi konuldu.
Burada bütün bu maişet içinde
Nefes alıp vermem bile çürük kokuyordu.
Ben kendimi öldürmedim Aziz Efendim,
Sizi kurtardım ölümden.
Bebeğinin cesedine bakıp gülen bir anne
gibi kokuyordun son zaman.
Ter ve sidik içindeydin.
Bazen bir rahmin olduğuna inanırdım.
Sanki bütün kedileri sen doğuruyordun o zaman.
Tırnaklarımı sapladım kayın ağacına.
Bul beni artık.
Gözde
Burcu Narin