Published Perşembe, Ağustos 30, 2012 by borges defteri. 
Hür Yumer anısına..*
“Kederden mi neden bilmem sararmış reng-i ruhsarım?”
Münir Nurettin Selçuk’un sesi yankılanıyor odamda, çok uzaklardan fenerin ışığı loş duvarımda garip resimler çiziyor.
Yağmur yağıyor Hür..
Işıkları yakıyorum.Birazdan akşam ezanı okunacak, bu müezzini çok seviyorum Hür,sesi o denli içten ve o denli istekli okuyor ki, selat arasında serpiştirdiği kürdili hicazkar mi desem, yarım segah mı? gazel mi? hepsi ve hiçbirisi.
Eski kundura ustasıdır, ara sıra dar işyeri, ama geniş yüreğine konuk olurum, bana tarçın çayı demler. Yaşamın dilini iyi biliyor. İçinde yaşaıyor, yaşatıyor ruh yolculuklarını, gözü ne dünya oyununda ne de biçimsel yönelimlerde. Onun için tutuk ölümlerin kıyısıdır yalnızlık. Onu her gördüğümde içimden okuduğum hastalanmış dizeler bile susar. Yüzüme bakar ve "yarın olmayacak değil elbette, dünya dönüyor, zaman geçiyor, ama yarına dair bir iççekişe benziyor saatler." der benim yaşlı kundura ustası dostum.
Gel gör ki ey dost, Hür Yumer, artık kusursuz sabah kalmadı yeryüzünde, gece ise ağır bir sancı gibi. Yerinden oyunuyor dünya Hür, fark ediyorum ve ressam dostumun sözü tırmalıyor zihnimi Hür: " dudakları yaralı kalıyor özlemek denilen sözcüğün Sur".
Yine seninle.Hür.
An dedim. "Ahdım" yok bu kez!
Zamanın dışındaki an.
Duran cisimlerin, maddelerin, nesnelerin
Sürdürdükleri o ölü noktadayım .Hür.
Hareketin içimize kaydığı, düştüğü ve didelerimizin( gözlerimizin) hiçbir şeyi açıklayamadığı o sakin, sessiz ıssız zaman kırıntıları.
Şimdi sen söyle, söz yeter mi hatıraya?
Güzel şeylerin
İyi şeylerin
Derin şeylerin
Tüyden hafif, filden ağır şeylerin
Böyle zamanlarda ,
Yok zamanlarda
Duran zamanlarda
Yaratıldığını
Ve Geldiğini neden daha önce düşünmemiştim.
Mahremi esrar olmak kolay değil dostum.
“Birazdan yağmur yağar su . Biz evimizde peynir ekmek yer
çay içerzi .Sokakları sel alsın !”. almasın .Hür.
hiç evimiz olmadı ki bizim..evimiz var mıydı?
“Sessizler vadisine, sessizlik kulesine götüreceğim seni Sur” derdi Hamuş dostum, gideceğiz, gideceğiz dostum, evet, “ama şimdi değil sonra”, “Yaşadığımız evden ( yeryüzünden) daha yüksek, “insan” sesine daha yakın bir tepeye varmadan:sessizlik vadisine. Yeryüzünü kendi isteğiyle terk eden Hür için doğum günü kutluyorduk, yangından geriye kalan kül gibi kendi kendime "sessizlik kulesi" tanımını düşndüm durdum, ansızın patlayan volkanlar gibi bin türlü düşünce geldi aklıma. Şu çürüyen ve kendini öldüren kentlerin sokaklarında ılık günlerin boncuk boncuk terleriyle büyülensek de ak çiçeklerin yakamızda solduğu topraklar yarın bizi de yutacak.
Uzaklara çok gittim, ama “unutkanlık” çalmadı beni .Hür.
Şimdi karşıma bir “yok oluş” çıkarsa, onun beyaz dişlerini bende saatlerce seyredebilirim .
Yanağından da öperim.
"İNSANIZ : En büyük felaket değil ya bu ."-H.Y
“Bırakılmanın hüznü
unutulmanın çisentisiyle ıslaktır.”Oktay Rıfat
Sevgili yaşlı ustama Kavafis’ten bir şeyler fısıldayarak ayrılırım bazen, benim müezzinim Kavafis dostudur !
“göz ucuyla görülmüş bazı şeyler,
yüzler,çizgiler;
ve yarım kalmış sevdaların
belirsiz bir anısı ” .
Sufi.
Heav.en.ly :
"Dile ki uzun sürsün yolun
Eşsiz bir sevinç ve mutluluk içinde
Önceden , hiç görmediğin limanlara girdiğini ( bir ben bilirim)
Sedeflere mercan, abanozlara kehribar olsun ,
“çizeceğin resimler”."-Sufi
"Havada uçuşan koparılmış bir iplik gibi uzaklıklarla bilinmeyenlerle, olmayanlarla uzlaşmaya çalışıyorsun. Uzaklıklar hep vardı, bilinmeyenlerle de diyemiyorsun..Arzu giderilmez, sürer, bilmiyor musun, istiyorsan istiyorsun; ne için gem vuruyorsun isteğine, niçin istemeyi öğrenmiyorsun?.." - Hür Yumer
* : Hür YUMER(İstanbul doğumlu yazar (1955-1994).)
(* defter arşivinden*)
Published Çarşamba, Ağustos 15, 2012 by borges defteri. 
Su Saati
J.L. Borges
Çev. Doruk Satenay
( borges defteri ve okurları için..-D.S)
Su saatinin
son damlası bal olarak akacak.
Göreceğiz,
nasıl parladığını, nasıl kaydığını: karanlıklarda.
Ama
tamamlanmış bir mutluluğu da barındıracak
Herhangi bir
kimsenin veya herhangi bir şeyin
Adem’in
çamuruna sunduğu hediye gibi.
Karşılıklı
bir aşk ve senin kokun
Evreni anlamak için bitmemiş ama en kolay iş!
Virgil’in
şiiri keşf ettiği an,
Susuzluk ve
açlık,
Havada asılı
zerreler,
Ve aradığımız
kitabı okşamak gibi.
Umarsızlık kafeslerinde
gizlenir
Çatışma kılıcının
şehveti
Ve o deniz
ki Britanya sınırlarını belirler
Sessizlik sonrası
kurtuluş duygusunu hissetmek
ve kararlaştırılanları duymak,
unutulmuş değerli anıları, yorgunluğu.
ve bizi
ayıran
uyku anı.
BORGES
Published Salı, Ağustos 07, 2012 by borges defteri. 
Üç yanı puştluk
bir yanı deniz çevrili
bir adayım ben!
Mıhlanmışım okyanusun orta yerine
saati yok nöbetlerimin
adı yok hastalığımın
eşi yok yüreğimin
Yüzüm dönük deniz tarafına / gözlerim deniz büyütüyor
Okyanus taşımaz bunca puştluğu
Deniz sevmez pisliği
Bu yürek yüreğimse
alışmadı ölmeye öldürmeye
Ama adına ada dediğin / çevriliyse dört tarafı denizle
Ölecek puştluklar!
Aylin GÜVEN - Londra