Borges Defteri:Edebiyat-Plastik Sanatlar-Sinema- Müzik Eksenlidir...



C.G. JUNG'dan J.JOYCE'a giden mektup, aldığı yanıt // NONA




Ağustos 1932  / (Küsnacht –Zürih, See Sok. 228)

Sayın Bayım,
Ulysses’iniz dünyanın karşısına  sıkıntılı bir sorun çıkardı, ruhbilim sorunu.   Bir uzman olarak ruhbilim alanında  bana başvuruyorlar.  Ulysses, benim için  son derece çetin  bir ceviz oldu.  Zihnimi alışık olmadık çabalarlarla zorlamakla kalmadı, aynı süreçte epey garip  girdi çıktılara soktu.(Bir bilim adamının açısından).
Bir bütün olarak kitabınızın başıma açmadığı bela kalmadı: daha havasına girmek için bile üç yıl süresince  (kendi kendime)  didindim durdum onunla.  Ama yine de size ve büyük yapıtınız için teşekkür ediyorum.  Zira çok şey öğrendim ondan.  Tahmin ediyorum (kitabın) tadına varıp varmadığım konusunda hiçbir zaman emin olamayacağım, çünkü beyin hücrelerimi ve de sinirlerimi çok hırpaladı. Ulysses için yazdıklarım  hoşunuza gidecek mi? Emin değilim.  Çünkü dünyaya , bu kitabın canımı nasıl sıktığını , beni nasıl homurdandırıp durduğunu, bana nasıl bela okuttuğunu ve nasıl hayran bıraktığını söylemezlik edemem.
(EKTE) Size küçük bir çalışmamı sunuyorum.
Ulysses’inizin  labirentinde yolunu yitirmiş ve sadece talihin yaver gitmesi sonucu onun içinden çıkıp kurtulabilmiş tam bir yabancının eğlendirici bir çabası olarak.
Hiç değilse, Ulysses’in sözümona dengeli bir ruhbilimciye neler yaptığını göreceksiniz yazımda.
Derin takdirlerime. Sayın Bayım.
Sizin,

C.G. JUNG

*      *      *

C.G. Jung’un detaylı mektubuna Jamas Joyce’ın verdiği yanıt ise tek sözcükten ibarettir: “Niedrigerhaengen”. Yani: “ daha aşağıya indir”.
Defter’de A. Ahıska’nın yazısında “Ufala da civcivler yesin” olarak aktarılmıştır, doğru bir tanımdır kanımca, çünkü Türkçe de  bu gibi indirgemeci, devalu edici karşılığın tam yanıtı “daha aşağıya indir” ibaresi değil, “ufala da civcivler yesin” dir.  Joyce’ın alaylı  yanıtı 22 Ekim 1932 de  dostu George Goyret’e yazdığı mektubunda geçer, Jung’ı direkt muhatap almaz:
 
Jung’un Ulysses için yazdığı yazıyı ve bana htaben yazdığı mektubu gördün mü? Tek bir kez Ulysses’i başından sonuna  gülümsemeden okumuşa benziyor. Bay Jung, daha aşağıya indir diyeceğim."

Çeviri ve notlar: NONA





"Gerçek" / Philip K. Dick




“Bazen işi deliliğie vurmak gerekiyor,
 Sırf “gerçeğin”,”gerçek olanın”  moralini bozmak için!”


 Philip K. Dick/ çev.Poetic Mind


TANKALAR / J.L BORGES / Çev. Ulus Fatih


TANKALAR


I
Altın renkli ay ışığı
dorukları ve bahçeleri aydınlatırken

Mücevher ağzını
dudakların kıskacıyla

gölgelere boğuyorum ben.


II
Çınlıyor alacakaranlık
bir kuşun ötüşüyle

ölüp gidiyor sessizlik
sen adımlarken bahçeyi.

Öyle özlüyorum ki bazı şeyleri


III
Fosilleşmiş kâse,
kılıç
bir zamanlar onu tutan
bambaşka eller.

Bulvarlarda solup giden ayışığı-

Söyle bana,
bütün bunlar yetmez miydi?


IV
Ayın altında yüzen
altın kaplan, gölgesi,
çekici, ürkütücü pençe.

Yavaşça tan ağarıyor

nasıl da solup gidiyor
insanlığın değerleri


V
Üzünçlerle dolu yağmur
gözyaşları gibi düşüyor

acıklı dünyanın üzerine

bu elemlerin içinde olmak
insanlığın, düşlerin, sabahların.


VI
Aşağılık savaşta
düşenler benim değil
soyun öbür bireyleriydi

kahreden gecede,
kimdi onlar

heceleyip saymak şimdi,
solgun adları.


J.L BORGES
ÇEV. ULUS FATİH


Söz.../ Miguel de Unamnuo



Söz denilen toplumsal ürün
  Yalan için yaratıldı.
” / UNAMNUO-Sis

  [ 
Miguel de Unamnuo’un 1914 yılındaki saptamasıdır. Öncesi var! ] 


Dominique Fortin’in dünyası…



Dominique Fortin; Kanada’lı  (Montreal doğumlu) sanatçı.  
Kendi deyimiyle "İyimser perspektifler, enfes estetik" anlayışını benimsemiş.  Yaşamı sürekli olarak yeniden tanımlanması ideallerinden esinlenmiştir. Çocukluk evresi temalarına odaklanmaya devam ediyor ve bu "cennet kaybı" nın kendi çocuklarında nasıl tekrar ortaya çıktığıyla ilgileniyor. Sembolizm, Fortin'in eserlerinin önemli bir bileşeni olmaya devam ediyor. Kuşlar ve kelebekler, metamorfoz semboller  hayatın döngüsel doğası olarak yapıtlarında yer edinir.  Fortin, insan ve doğa arasındaki karşılıklılık üzerine sürekli odaklanmıştır. Fortin benzersiz bir sanatsal dili bulmuştur. Metin ekleme ve yaldızlama, görüntü, fotoğraf aktarımı ve kumaş gibi çeşitli teknikler eklenerek, her bir çalışma çoklu yorumlama için görsel açıdan zengin. Bu teknikler ve kavramlar, Fortin'in iyimser, romantik ideallerini yansıtan değil, sanat eseri ile sembolik olarak konuşmasına izin veren parçalar yaratmasına olanak tanır. Defter okurları için küçük derleme hazırladık.


Defter







*       *       *


Sosyalist Kafka // Sufi.



Sosyalist Kafka
Sonsuzluğa sığmayan düşünceleriyle…
(Ziya Alpay Anısına…) / Sufi.

Franz Kafka, Gustav Janouch'a (Kafka İle Söyleşiler) bir dileğini aktarır, tekrar okuduğumda dikkatimi çeken bir konu. Kafka, Janouch'a der ki: "Keşke Maxim Gorky, Lenin'le olan anılarını da kaleme alsa, tıpkı Tolstoy'la yaşadığı o güzel anıları yazdığı gibi". Kafka, Gorky hakkında konuşurken "onun kalemi sanki teninden bir parçadır" ibaresiyle vurgu yapardı. Sonra döndüm kendi ergenlik yıllarımı anımsadım. Gorky'den bir öykü geldi aklıma, adı "Görüşme". Yıllar sonra öğrendim ki o öykü aslında Gorky-Lenin görüşmesinin örtülü anlatımıdır. Demek ki Kafka o öyküyü (öyle tahmin ediyorum) okumamıştı. Ama tek bir tarih hiç aklımdan çıkmaz:1924! Lenin ve Kafka o yıl vefat ettiler. 
Kafka’nın erken yaşlarda sosyalist akımlara ilgi duyması. Prag’ ın sol cenahlarıyla çekişmeli tartışmaları, uzun Cafe sohbetleri,  hatta  Kafka’nın bir yazısı var: “Mülkiyetten yoksun işçi sınıfı” ve diğer yazı-mektuplarında onun içinde bulunduğu tefekkür dünyasının şifrelerini fazlasıyla açığa çıkarıyor. Kısa ömrünü edebiyat için adayan bir yazarı, Kafka’yı ne kadar tanıyor, biliyoruz ki? Sıfır. Sıfır diyorum, çünkü böyle bir Kafka’nın varlığından çoğu ciddi yazar ve politik çevrelerin bile haberi yok. Lenin anılarını okumak için yanıp tutuşan bir Kafka var karışımızda ama öte yandan örneğin Y.Küçük’ün onun hakkında verdiği isabetsiz , talihsiz devalue edici çok da nahoş “fetvası”  var, ya diğer bir iki sözde edebiyat eleştirmeninin Kafka veya Dostoyevski hakkındaki “atıp tutmalarına” ne demeli?  Ki bu maskaralıklar bize özge yavanlıklar, işi bilmemezliktir, bu tür safsataları başka bir ülke de görmemiz, okumamız olası değil. Sözde Sol kültür  ve dil aracıyla Kafka’yı eleştirirler,  oysa Kafka’nın Sosyalizm düşüncesiyle olan içli dışlı dünyası hakkında bir şey bilmezler,  kuru gürültü, kuram  yoksunu zihinler, çünkü ciddi bir araştırma süzgecinden geçmez üfürülen herze kelamları. Kafka’nın yapıtları bir politik doktrin metni değil,  bazıları (adını verdiğimiz makale gibi) öyle olsa bile. Kafka discourse yaratmadı ki. Roman kişilikleri ve içinde bulundukları koşulları öne sürdü.  Tüm yapıtlarında duygu, tavır, düşünce ve ruhsal fırtınaları tek tek sıraladı. Bir roman daha ne yapabilir ki? Kafka’nın güç ve iktidar kavramı karşısında tüm sinir uçları teyakkuz halindeydi ömrü boyunca.  Onun iç dünyasına girişin de kendine göre yolu yordam var, öyle ezber düşüncelerle yapamazsınız.
L.Goldman’ın güzel bir ibaresi var: “ Edebiyatın sembolik dünyası, ideolojik söylemlere indirgenemez. Edebi yapıt, politik ve felsefi doktrinlerden veya sadece soyut kavramlardan ibaret değil.  Nesne ve hikayelerle dolu bir hayal evreni keşfidir”.
Kafka’nın çocukluk arkadaşı Hugo Bergman , Kafka’nın dilini yakasındaki görünmez  kızıl karanfile benzetir ve dostluklarının sekteye uğramasını Kafka’nın Sosyalist düşünceye eğilim göstermesinden  sonraki döneme bağlar, kendisini katı bir Musevi olarak görür Bergman ve ilave eder: “Bir katı Yehudi(kendisi) ile Sosyalist Kafka arasındaki düşünce ihtilafı”.
Bu bir tarihi gerçektir ki Kafka kendini Ekim (1917) devrimine çok yakın hissediyordu.  Milena’ya yazdığı mektuplarda  Bolşevizm hakkında yazarken “tenime, ruhuna, kanıma çok ağır bir etkisi oldu” der.  Mektupların yeni yayıncısının görüşüne göre Kafka’nın işaret ettiği yazı  Bertrand Russell’in “ Bolşovik Rusya”  başlıklı yazısıdır.  Kafka ilave eder: “oradaki olayı bir bütün olarak kabul etmiyorum ama kendi orkestrama uygun olan bölümünü tutuyorum”.
Milena’ya  yazdığı başka bir mektupta : “benim yazı üzerine (yani Russell’in yazısı) olan açıklamalarımı doğru anladığından emin değilim. Yazarın o yazıda kınadığı şey benim doğrumdur, yeryüzündeki en müthiş olandır”.  Russell, yazısında  yer yer Sosyalistleri  sert dille eleştirir, Kafka’nın tepkisi bu görüşlere karşı.
Kafka’yla ilgili en ilginç belgeleri toplayan Max Brod, 1930’lı yıllarda Michael  Kasha ’ya ait bir yığın belgeye ulaşır,  M.Kasha, Çek Anarşist hareketinin kurucularından sayılır. Belgelerin tamamında Kafka’nın da adı geçiyor, toplantılarına katılmış, konuşmalar yapmış. Kasha’nın ön safta yer aldığı Mlaich Club o dönemin Çek gençlerini özgürlük, anti militarist ve kilise karşıtlığı düşüncesiyle tanıştıran ortam ve oluşumdu.  Kafka, 1910-1911 yıllarında Anarşistlerin tüm konferanslarına katılır. İdam karşıtı gösterilerin tamamında ön safta yer edinir. 
Gustav Janouch’la yaptığı söyleşide (ömrünün son demi), Çek anarşistlerini müthiş över,  “değerli ve hoş meşrep insanlardır”  der.  Bu da şunu gösteriyor ki bu etkileşim iki yönlü ve karşılıklı idi.  Yani Kafka sadece Çek anarşistlerinin düşüncelerinden etkilenmedi onlara  inanılmaz katkısı olmuştur. Kafka’dan o düşünceleri romanlarına veya yapıtlarına yansıtmasını beklemekle o dönem de bile abesle iştigal sayılırdı.  Çünkü mesele çok başkaydı.  Düz ve donuk bir bakışı yoktu Kafka’nın.  Politik yazınla bir edebiyat yapıtı arasındaki o ince çizgiye fazlasıyla hakimdi. İsteseydi, tüm yapıtlarını birer politik bildirim manzumesine dönüştürebilirdi, ama o bu eylemin bir sabun köpüğü olduğunu biliyordu, insanı, insani olanı dehşet güzel bir dille anlatmayı seçti, her yapıtı bir başyapıttır insanoğlu için. Biz  bugün sadece bir kalın çizgiyi onun tüm yapıtlarından çıkarabiliyoruz kimi düşüncelerini: İnsan ve Özgür irade, özgürlük kavramı, üstelik  kırmızı çizgiyle işaretlenmiş edebi göndermeler."Kafka insanı pas geçti" çıkarsamasını bizim aklı evvellerden duymak kadar rezil bir ifadeye daha rastlamadım. Kafk'nın dünyasından (bırakın edebiyatı) haberleri yok. 

Evet, sevgili Kafka: “Her şey bir aldatmacadır: en az yanılmaya bakmak, normal ölçüler içinde kalmak, en aşırının peşinden gitmek”.  Sen, hep çok yaşa Kafka.

Sufi.


[Franz Kafka, bir sabah korkulu rüyalardan uyandıktan sonra kendini birbirinden bağımsız bir şekilde hareket edebilen, paslanmaz çelikten kırk iki katmanlık bir heykel olarak buldu. ‘Güneşte K’ isimli bu devasa kinetik heykel, Çek sanatçı David Cerny‘nin elinden çıkma. Prag’ın iş merkezlerinden birinde yer alan bu heykel, devlet memurlarıyla uğraşarak delirmekte olan kişilerin dikkatini dağıtıyor.]


Independent Literature Journal (Portal) from Turkey

***


Link:

  • FELSEFE NOTLARI
  • 2-felsefe-notlar
    Felsefe Notları; Akşamın sisiyle şafağın ışınları arasındaki ses. Herkes için, Kimse için !

    ***


    P.E.N/TURKEY

    ***


    Hür Yumer
    1

    ***


    ÖMER SERDAR
    mer-serdar

    ***


    ORUÇ ARUOBA
    oruc-aruoba-yasamini-yitirdi-737945-5

    ***


    artist-15
    Enis Batur
    "Benim burada durduğuma bakmayın genç yoldaşım: Burada değilim ben artık, gövdem çürümeye şimdiden başladı, ruhum uçtu ve adresini bilmediğim bir dala kondu..."-E.B

    ***


    Leon Felipe
    batuhan-alpugan-leon-felipe1

    ***


    ***


    TELGRAFHANE,SANAT
    Sanat ve Edebiyat

    ***


    MURAT GÜLSOY
    Murat GÜLSOY | 602. Gece [Kendini Fark Eden Hikâye]

    ***


    ÜÇ RENK
    Üç Renk: renkler, düşler, farklı bir deneyim ve üretim!..

    ***


    Kerem Kamil Koç(SubCulturia)
    kkk
    SubCulturia:"New Media Theory Group" Projesini destekler..."

    ***


    Oğuz Atay/Arşiv
    o-uz-atay
    Oğuz Atay / Arşiv (Borges Defteri'nin bu arşivde yer alan önemli belgesi. İlk kez "defter" yayınladı bu belgeyi)

    ***


    Şair Çalışıyor/dergi arşivi
    Şair Çalışıyor/Dergi Arşivi

    ***


    Şiir Penceresi
    "Bir başka bakmak için..."

    ***


    Bachibouzouck/net edebiyat dergi arşivi
    Bachibouzouck/net edebiyat dergi arşivi

    ***


    ***


    Mustafa Nazif Fotoğraflar
    Sanat-Fotoğraf

    ***


    "Biri Dergisi- Mustafa Ziyalan
    Sanat-Edebiyat

    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***


    ***